Acı dolu bir bayramı daha geride bıraktık
Düşüncelerimiz fikirlerimiz ne olursa olsun, acımızın ortak olduğu bir bayramı geride bıraktık,
Geçtiğimiz yıl bu gün Van ve İlçesi olan Ercişimizde hep birlikte üşüyor ve umutlarla enkaz altında kurtulacak yakınlarımızı, akrabalarımızı, ya da hiç tanımadığımız insanların kurtarılmasını bekliyorduk. Hava soğuktu, bedenlerimiz donsa dahi bizler tenimize vuran  kış öncesi soğukluğu his etmeyecek kadar acılıydık.
Çünkü hiç beklemediğimiz bir anda evlerimiz,işyerlerimiz üzerimize çökmüş, sevinçlerimiz,mutluluklarımız 
  O anda enkazlar altında kalmıştı.
Kulaklarımız enkazlar altında gelecek güzel bir habere muhtaçtı.
Yüreğimiz paramparçaydı, gözlerimizdeki yaşlar  tükenmişti.
Annelerimiz, annelerimiz, ölümlerin bedelini hep yüreklerindeki çığlıklarla ödeyen annelerimiz. Yine ağıt yakmak onlara düşmüş göklere ellerini kaldırarak dua ediyordu ,Allah’tan yardım diliyorlardı
Erciş ve Van bir çığlık kentiydi, geçen yıl bu zaman
Yüreğimiz paramparçaydı geçen yıl bu zaman.
hiç bir şey his etmiyordu bedenlerimiz, düşüncelerimiz yüreklerimizdeki acılara odaklanmış içimizi kavuran acımızdan kilitlenmiş kulaklarımız gelecek güzel bir habere muhtaç kalmıştı.
Feryatlar, umutsuzluklar verilen boş umutlar şehri sağır çığlıklara dönüştürmüştü.
 
Depremzedelerin en büyük umudu Feryatlarını duyan Türkiye halklarının tek yürek olup,  Erciş ve Van’la birlikte ağlamasıydı. Yardıma muhtaç depremzedelere yardım adı altında Bayraklara taş sarıp kargoyla gönderen ve sosyal paylaşım sitelerinde yaşanan bu acıdan haz alan  “Faşist” zihniyetler dışında, bütün Türkiye ve bir çok dünya halkı seferber olmuş “Karınca kararınca”  imkânları doğrultusunda din, dil ve ırk ayırımı yapmadan bölgeye yardımlarını esirgemediler.
Gelinlik kızlar bile umutla mutlu günleri için işledikleri yazmaları, oyaları gözyaşları ile kolileşip anlamlı mesajlarla Erciş ve Van halkına gönderdiler. Kimi insanımız evindeki halısını kimisi son harçlığını göndererek, DEPREMDE yara almış depremzedelerin yarasını sarma çabasına katkıda bulunurken, kimi alçakların ise enkazlar altında parçalanmış cesetler üzerinde ticari, kişisel ve siyasi getirim elde etme çabası içindeydi.
Ben Van ve Erciş halkı adına yüreği insan sevgisi ile kuşanmış yurdumun fedakâr insanlarına “teşekkür” ederken, halen halkın kurumamış yarasına tuz basan alçak zihniyetlere lanet okuduğumu buradan ifade ederek yazıma başlıyorum.
 
Erciş Sokaklarda geçen yıl bugün insan çığlıkları ve yakılan çaresiz ağıtları duyar gibiyim,bu bayramda dolaştığım Erciş’te. Enkazlar altında saatlerce kurtarılmayı beklerken inleyen insanların nasıl can verdiği halen gözlerimin önünden gitmiyor.
 
Deprem doğal bir affettir, “Allahın takdiridir “ toplumun dili ile, yüreği parçalanan Erciş halkının gözlerinin içine bakarak yüz ifadelerine dikkat ettim, sözlerine dikkat ettim, öyle bir millettir-ki yaşadıkları onca zorluğa rağmen hiç birinin ne yüz ifadesinde, ne de sözlerinde,  “İsyan” yoktu. Aksine, ağlayarak “Allaha Şükür” edenler vardı.  İşte böyle takdire hak bir millettir Erciş ve Van halkı.
 
 
Deprem doğal bir affettir; Allahın takdiridir. Yıkılan onca binaya denetimsiz ruhsat verenlere ,Allahın her hangi bir yetki verdiğini düşünmüyorum. Allah hiç kimseye katil olması ya da, katliama neden olması için ne güç verir, ne kuvvet, ne de yetki… Peki, bu yetkililer kendilerini ne sanıyorlar yüzlerce ölüme neden olduktan sonra bu halka hiçbir hesap vermeden halkın karşına geçip pişkin,pişkin sırıtıyorlar!...
 
Erciş’te yıkılan onlarca bina AKP  Van millet vekili Fatih Çiftçi’nin  Belediye başkanı olduğu dönemde ruhsat verdiği binalardı. Erciş’te yüzlerce ölüme depremin değil, denetimsiz çarpık yapılanmanın neden olduğu açıkça ortadaydı. Fakat ne hikmetse, geçmişte yapılan yolsuzluklar nedeni ile hakkında açılan onlarca soruşturmaya sorumsuz kalan yargı, yaşanan bu duruma karşıda sorumsuzluğundan ödün vermedi.
Eeee,, nede olsa (Adam) hem millet vekili hem de savcı,ne gerek var canım hesap sormaya; Çiftçi hukukçu, hukuku biliyor,en önemlisi millet vekili, dokunulmazlığı da var…Milletin kendisine vekil olarak seçtiği bir vekil milletine yanlış yapar mı hiç ? Elbette vardır bir bildiği nede olsa AKP’lidir Müslüman’dır, haram yemez. Depremde ölen insanlarda ecelleri ile öldüler, kaderlerinde varmış demek ki, bunda Fatih Çiftçi’nin günahı ne,  hem Fatih çiftçi nerden bilecek deprem olacak, ne gerek var hesap sormaya. Allahın emri ile olmuş bir depremde 3-5  insan öldü diye bundan savcı beyi sorumlu tutmak ve bunun için rahatız etmek yargıya hiç yakışır mı? Yakışmaz tabi…
Biz en iyisi yakıştırmayı Sayın Çiftçi’nin seçmenlerine bırakalım, umarım onlarda yakıştırmaz.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, basına verdiği demeçlerde, Van ve Erciş halkına depremin yıl dönümünde depremzedelere bir sürprizinin olacağı yansıtılmıştı.
Gün geldi Erdoğan Erciş’e geldi. Erdoğan’ın alışkanlık haline getirdiği çevre illerden topladığı hazır kitleleri ile birlikte alanı dolu gösterme çabası gözlerden kaçmaması Erdoğan’ın yine boş vaatler vereceğinin göstergesi idi,ve öylede oldu.kin nefret savaşta ısrar Erdoğan’ın gündem maddelerinden biriydi.
Erdoğan’ın “Sürpriz” mesajında, depremde ekonomik düzenleri yıkılan esnafın sorunlarına çözüm üreteceği düşünülürken, Erdoğan’ın her zaman olan bilindik “kin ve nefret” sözlerini okuması depremzedeleri yeniden hayal kırıklığına uğrattı. Henüz çoğunun alt yapısı tamamlanmamış TOKİ konutlarını sanki depremzedelere bedava dağıtıyormuş gibi ballandıra, ballandıra sunması, Emlak piyasasında konutlarını satmak için güzel cümleler kuran pazarlamacıları aratmıyordu Sayın Erdoğan; Eee… Seçim yaklaşıyor, bir şekilde Erdoğan’ın halkın gözüne girmesi lazım çünkü; AKP’ye oy lazım belikli bundan sonrada hep duyulacak güzel sözler.
Depremzedelerden deprem süresi boyunca elektrik su parası almadıklarını ifade eden Erdoğan deprem sonrası vatandaşlara gönderilen faturalardan habersizdi sanırım. Çünkü Devlet depremzedelere elektriğinde suyunda parasını misliyle aldı. Depremzedelere depremin olduğu birkaç ay sonrası gönderilen elektrik ve su faturaları dudak uçuklatacak kadar abartılıydı.
 
Erdoğan’ın yaptığı açıklamalarda en çok dikkatimi çeken ve şaşkınlıktan güldüğüm nokta ise; Van Belediyesinin yaşanan deprem ve alınan yargı kıskacına rağmen, Belediyenin hizmet başarısını  kendilerine mal edip övmesi idi. Belli ki Sayın Erdoğan, AKP Erciş belediyesinin Erciş’i enkaza çevirdiğini fark etmiş, Van belediyesinin çalışmalarını kötüleyecek söz bulamayınca Van Belediyesinin yaptığı yol,su ve alt yapı çalışmalarını kendisine mal ediyordu. Ne diyelim “E bu da güzel”
 
Erdoğan’ın depremin yıl dönümünde depremzedelerin acısını dindirecek açıklamalar yerine “Kin ve nefret” açıklamalarını sarf etmesi sanki Kürt sorununda başarısızlığının intikamı alanda olan insanlardan alıyormuş gibi bir görünüm yaratıyordu. Kürt sorunun çözümünde başarısızlıklarının ölüm ve operasyonlarla olacağı sinyalini veren Erdoğan, Kürtlerin TBMM’de siyasi iradesi olan BDP’ ye  “Terör” uzantısı demesi Erdoğan’ın “Ben bu konutları BDP’ye oy verenler için değil AKP’ye oy verenler için yapıyorum ” düşünceleri yaratıyordu akıllarda. Zaten deprem konutlarının ilk çekilişlerinde bu düşünceleri haklı çıkaracak gerekçelerde var.Bu gerekçelerin bir örneği ise, ilk yapılan çekilişlerde öncelik AKP milletvekili Fatih Çiftçi, ailesi ve AKP’ye yakınlığı bilinen ailelere verildiği çekiliş listesi ile belgelendi.Evleri olmadığı için bu kışı dışarıda geçirecek yüzlerce depremzede varken AKP’ye yakınlığı olan aileler aldıkları konutlara ihtiyaçları olmadığı için ilçe merkezinde bir çok dükkan camlarına “Kiralık daire” ilanları verip dairelerini kiraya vermektedirler.
 
Devletin depremde yetersiz kaldığını “İlk 24 saat içinde geç kaldık” ifadeleri ile doğrulayan Erdoğan, Devletin ilk 24 saat açığını arama kurtarma ekipleri, sıcak aş çadırları ve sağlık hizmetleri gibi yardımları ile kapatan BDP belediyeleri ve milletvekillerinin emeğine teşekkür etmek yerine bölücülükle suçlaması Erdoğan’ın amacını açıkça ortaya koyuyor.
 BDP belediyeleri bölgeye kurdukları sıcak aş evleri ve kendi imkânları ile halka ulaştırdıkları giysi ve benzeri ihtiyaç malzemeleri bölge halkının ihtiyaçlarına azda olsa cevap verirken, hükümetin talimatıyla güvenlik güçleri tarafından çeşitli engellemelerine rağmen BDP Belediyeleri gerek kurtarma ekipleri gerek ise araç ve gereçleri ile bölge halkına destek olarak devletin eksiklerini tam anlamıyla tamamladılar. Hükümet  teşekkür etmek yerine bu belediyeleri ve belediye başkanlarını “Bölücü propaganda” ile suçlaması bölgede halkın acısı üzerine nasıl bir siyasi rant alanı  elde etme çabası olduğu açıkça sergiliyordu.
Evet, acı dolu bir bayramı daha geride bıraktık, bu bayramımızda geçmiş bayramlar gibi acılarla geçti. Geçen yıl bu zamanlar, Erciş’te yaşan depremin yarattığı acıların oluşturduğu yaralar halen kanarken, 44 gündür Ceza evlerinde bedenlerini ölüme yatıran Özgürlük mahkûmlarının her geçen gün durumlarının biraz daha kötüye gidiyor. Erdoğan hükümetin sorunlardaki çözüm duyarsızlığı vicdanları sızlatırken, Erdoğan’ın Erciş’te yaptığı açıklamalar umutları kırıp döktü. Türkiye’de ve Erciş’te aydınlık bayramların yaşanacağı umudu her bayramda biraz daha yok oluyor.Aydınlık ve barış dolu bayramların gelmesi dileği ile; HAYIRLI BAYRAMLAR

İDRİS YILMAZ
  26/10/2012