Gergin bir hafta geçirdik.Hemen, hemen haftanın her gününde ölüm haberleri aldık,asker ölümleri, Trafik kazaları ve en önemlisi, Antep’te yaşanan ve her adımı ile provokasyon kokan katliam ,bu nedenden ben bu haftaki yazıma bir fıkrayla başlamak istiyorum.
Zebra Fil olur mu ?
“İstihbarat birlikleri arasında bir yarışma yapılır bu yarışmaya CIA, KGB, MOSAD ve MİT katılacaktır...

Yarışma şöyle gelişmektedir; amazon ormanlarının en balta girmemiş bölgesinde bir zebra doğaya salınır ve istihbarattan onu bulması istenir...

Öncelikle Mosad gider ve 45 dk sonra zebra ile birlikte geri döner..
Sonra CIA gider ve 30 dk sonra zebra ile birlikte geri döner..
KGB gider ve 20 dk sonra zebrayla birlikte geri döner...

Sıra MİT’tedir zebra salınır ve MİT peşine düşer 1 saat geçer yok 2 saat geçer yok 5 saat sonra MİT yanında bir fille geri döner...

MİT: "buyrun zebranızı getirdik" der Adamlar: "iyi de bu zebra değil ki" der...
O esana MİT File seslenir “Sen nesin lan”
Fİl: ( kulağı yamuk hortumu kırık bir şekilde ) Ben zebrayım ben,Kuran kitap çartpsın ben zebrayım yeter ağabey vallaha ben zebrayım diye bağırır...”
Bu fıkra sizi güldürdü mü, düşündürdü mü bilmiyorum fıkranın konusu bir Türkiye gerçeği olduğu gözlerden kaçmıyor.Aranızda Suçsuz yere sorgulanan varsa bu fıkraya hak verecektir.
Dün, Gazi Antep Valisinin yaptığı açıklamada Antep Bombacısın PKK’li “Firaz” kod adlı Murat Filiz olduğu açıklandı. Yapılan bu açıklama üzerine PKK’nin hemen ardından yaptığı açıklamada olayı kesinlikle gerçekleştirmediklerini ifade ederek, Saldırıyı üslenmediğini belirtti.PKK’nin açıklamalarından sonra yine gözler hükümetin üzerine çevirirdi, Kürt sorunun çözümsüzlüğü karşında zor duruma düşen hükümet ısrarla olayı PKK’nin yaptığını ifade ediyor.Kürt sorunun çözümsüzlüğü dedim bir gerçektir ki Türkiye’de yaşanan bu olayların asıl sahibi ve sebebi Kürt sorununun Çözümsüz politikalarıdır.
Gazi Antep’te yaşanan patlamanın ardından kaleme aldığım “Antep’teki katil kim” başlıklı yazımdaki konuları gün geçtikçe ortaya çıkan açıklamalarla ne kadar haklı olduğumu ortaya koyuyor. Bu gün bir çok gazeteye konu olan ; ABD’nin en önemli düşünce kuruluşlarının 27 Haziran tarihinde Washington’da oynadıkları bir ‘savaş oyununda, Antep’te bomba patlatılmasının gündeme geldiği belirlenmesi üzerine senaryonun tesadüf eseri olmadığı ortaya çıkıyor.
Hürriyet gazetesinde Tolga Tanış’ın Washington’dan aktardığı haber son dönemde yaşananları özetler gibiydi. Tanış’ın haberine göre, ABD’nin en önemli üç düşünce kuruluşunun, 27 Haziranda Suriye kriziyle ilgili bir savaş oyunu oynadığı ve ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan’ı temsilen üç takım halinde yapılan simülasyonda, Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta bomba patlatılmasının gündeme geldiği ortaya çıktı. Ağustos 2012 ile Nisan 2013 arasında yaşanabilecekleri öngörmeye çalışan senaryo masaya yatırılmış ve her oyunda senaryo yenilenmiş. Oyunda bir grup ABD, bir grup Türkiye, bir grup da Suudi Arabistan ekibi oldu. Aralarında Pentagon, ABD Dışişleri Bakanlığı ve CIA’de çalışmış. Ortadoğu uzmanlarının yer aldığı ekipler, senaryo uyarınca temsil ettikleri ülkeler adına kararlar aldı. Bir gün süren simülasyonun ardından ABD ve bölgedeki iki yakın müttefiki Türkiye ile Suudi Arabistan’ın 2013 Nisanında hangi durumda olacakları tahmin edilmeye çalışıldı. Simülasyonun en kilit ülkesi olan Türkiye, oyunun sonuna kadar Suriye’ye tek başına müdahale etmekten kaçınıyor. ABD ve Suudi Arabistan ekipleri ise Türkiye’yi buna zorlama çabası gösteriyor..Ne ilginç değimli ?


Antep’teki patlamadan önce ABD’nin en önemli düşünce kuruluşlarının böyle bir senaryo çizmeleri ve senaryoda oynanan oyunlarla gündemdeki konuların benzerliği düşündürmeden edemiyor insanı.
Geçtiğimiz hafta Şemdinli’de HPG’lilerin yol kontrolu sırasında BDP’li Millet vekilleri ile kucaklaşması,ve bu durumun gündeme düştükten sonra yaşanılan tepkilerin ardından Antep’te gerçekleştirilen bombalı saldırı,ve bu saldırının ısrarla PKK’nin yaptığı açıklamaları kafamızda sorular,bu soruların cevapları ve bu cevaplarda tekrar sorularını yaratmaktadır. ”Türkiye’de iç savaşın yaratılması için senaryoların yazıldığını düşünmek bile tüyleri ürpertirken, Maalesef Kürtler ve Aleviler üzerinde çok Çirkin bir oyunun oynandığı açıkça ortaya çıkıyor. Ramazan Ayında Malatya’da Alevi bir aileye yönelik gerçekleştirilen linç girişimi aslında o zaman bu düşüncelerimi tetiklemişti. İstanbul Kartal’da benzer bir özellikte evlerin işaretlenmesi Suriye’de olduğu gibi Türkiye’de demi mezhepsel çatışma yaratacak endişesi oluşturuyor. Kürtler, Aleviler, Sünniler, Araplar... mezhepsel, inançsal, ulusal ve milliyet kaynaklı aidiyet meselelerini kurcalayan, bunları hatırlatan, buradan bir ayrışma yaratmak isteyen bir süreç işletiliyor adeta.
Dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün yaptığı açıklaması çok tuhafıma gitti.Yaşanılan bu durumda toplumu sağ duyu ve sükunete davet eden Gül, “PKK istediği kadar olayı inkar etsin,bizim kanaatlerimiz olayın PKK’nin yaptığıdır” ifadelerinden sonra BDP’nin Şemdinli’deki HPG’ karşılaşmasını doğru bulmadığını ifade ederek “Bu kabul edilecek bir durum değil” ifadesi ile yeniden öfke oklarını BDP’nin üzerine çekmesi nelerin amaçlandığını ortaya koyuyor.
Bu iş te bir oyun var uyanık olmalıyız kin ve nefrete teslim olmamalıyız

 http://facebook.com/​Ziosidra
 dris18(Twitter)