Haber: Esin ÖZDEMİR 

15 meslek örgütü ve STK’nın bir araya gelmesiyle kurulan ‘Temiz Hava Hakkı Platformu’ (THHP), Türkiye’deki hava kirliliğini ve sağlığa etkilerini ortaya koyan Kara Rapor 2022’yi yayınladı. Beşincisi yayınlanan rapora göre, 2021’de İstanbul’da 4 bin 848, Ankara’da 2 bin 853, Türkiye genelinde ise en az 42 bin kişi hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdi. Türkiye’de, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre havası temiz bir şehir yok. Depremden etkilenen şehirlerdeki hava kirliliği oranı ise enkaz tozu ve ısınma için açıkta ateş yakılması gibi nedenlerle ulusal limitlerin 2,5 katına, DSÖ kılavuz değerlerinin ise 7,5 katına çıktı. 

'İSTASYONLARDA DÜZENLİ ÖLÇÜM YAPILMIYOR'

Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Deniz Gümüşel, Türkiye’deki hava kirliliği sorununu şöyle anlattı: 

“Türkiye’de 360 istasyonlu oldukça geniş bir izleme ağı bulunmasına rağmen bu istasyonlarda düzenli ölçüm yapılmıyor. 2021 yılında Türkiye’de en yaygın olarak izlenen hava kirletici parametre PM10 için bile, sadece 34 ilin kirlilik durumunu biliyoruz. Bazı kirletici parametreler için ise izleme altyapısı henüz tüm nüfusu kapsayacak şekilde yaygınlaştırılamadı. Kanserojen ve hava kirliliğine bağlı ölümlerin ana nedeni olan ince partikül madde PM 2,5, sadece 62 istasyonda yeterince ölçülebildi. Bu kısıtlı veriye göre, Türkiye’de Dünya Sağlık Örgütü’nün sınır değer olarak belirlediği PM 2,5 yoğunluğunun tam dört katı kirli hava soluyoruz.”

108 yıl sonra Muş'a gelen Ermeniler dedelerinin kemiklerini aradı 108 yıl sonra Muş'a gelen Ermeniler dedelerinin kemiklerini aradı

DEPREMDEN ETKİLENEN KENTLERDE HAVA KİRLİLİĞİ ARTIŞI

Deprem bölgesindeki hava kirliliği artışını ve sağlık sorunlarını dile getiren Gümüşel, şunları söyledi: 

“Kahramanmaraş’ta hava kalitesi deprem sürecinden çok etkilendi. İldeki dört istasyondan sadece birinden veri alınabiliyor. Elimizdeki verilere göre, ildeki partikül madde yoğunluğu ortalama 100 mikrogram/metreküp, yani ulusal yasal sınırın 2,5, Dünya Sağlık Örgütü’nün kılavuz değerinin ise 7,5 katı. Bu kirlilik maalesef büyük miktarda enkazlardan kalkan toz ve halkın ısınmak için açıkta yaktığı ateşten kaynaklanıyor. Buna bir de asbest riski eklendiğinde bölgede hava kirliliği nedeniyle ciddi bir halk sağlığı sorunu yaşandığını ya da yaşanacağını söylemek mümkün. 

SOLUNUM YOLU HASTALIKLARINDA ARTIŞ

Solunum yolu hastalarındaki artışa dikkat çeken Gümüşel, “Hatay İskenderun’da ise partikül madde kirliliği son 40 gündür metreküpte 200 mikrogram. İlk 10 gün limandaki yangın nedeniyle kirlilik vardı; şu an devam eden kirliliğin nedeni, yetkililerce araştırılmalı ve acil önlem alınmalı. Bölgedeki hekimler şimdiden solunum yolu hastalıklarında artış olduğunu belirtiyor. Adıyaman ve Hatay merkezde de hava kalitesi istasyonlarından düzenli veri alınamıyor. Oysa bu tür afetler sonrası hava kalitesinin izlenmesi, gerekli önlemlerin alınması açısından hayati öneme sahip” dedi.

'HAVA KİRLİLİĞİ HER DAKİKA 13 İNSANIN ÖLÜMÜNE YOL AÇIYOR'

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan ise hava kirliliğinin insan sağlığına etkisini aktardı:

“Dünya Sağlık Örgütü, hava kirliliğinin dünya genelinde her dakika 13 insanın ölümüne yol açtığını vurguluyor. Türkiye’de ölüme yol açan riskler içinde hava kirliliği; tütün, aşırı kilo, yüksek tansiyon ve yüksek kan şekerinin ardından beşinci sırada. Ülkemizde hava kirliliğine bağlı ölümlere sebep olan en önemli beş sorun ise kalp- damar hastalıkları, kronik solunum hastalıkları, kanser türleri, diyabet ve kronik böbrek yetmezliği, solunum yolu enfeksiyonları ve tüberküloz yer alıyor. Hava kirliliği aynı zamanda anne ve yenidoğan ölümlerine de neden olabiliyor. Nitekim yaptığımız çalışmalar, sadece 2021 yılında Türkiye’de hava kirliliği nedeniyle 42 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini gösterdi.”

Bu içerik Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Gazeteciler Cemiyeti’nin “Basın Evi Destek Aracı (BEDA)” programı kapsamında hazırlanmıştır.