“Barışta ter dökmeyen, savaşta kan döker“
Türkiye Devletinin Kürt sorununa karşı yürüttüğü çözümsüz politikaları otuz yıldır ülkede bitmeyen savaşı adeta bir miras haline getirdi. Geçmiş dönemdeki hükümetler “Kürt sorununa” çözüm yerine, Kürt hareketlerine karşı, “ya bitecek, yâda bitecek” mantığı yürütülerek ülkede on binlerce masum insanlarını yaşamını yitirmelerine neden oldu. Yaşanan bu savaşta binlerce insanın öldüğü yetmezmiş gibi TBMM’de çoğunun halkları sömüren ağalar ve patronların oluşturduğu MHP ve AKP milletvekilleri, savaşın yaratacağı ölümleri düşünmeden “tezkereye” evet oyu vererek “Vatana hizmet” değerlendirmeleri ile Vatana ve vatandaşa en büyük ihaneti gerçekleştirdiler.
Bu güne kadar sınır ötesi operasyonlar için çıkarılan “tezkerelerin” ülke halkına tabut içinde ceset, zam ve ölüm olarak döndüğünü hepimiz çok iyi gördük. AKP ve MHP vekillerinin övüne, övüne ve gururla onayladıkları sınır ötesi operasyon “tezkeresi” Türkiye halkının menfaat yerine zararları olduğu aşikârdır.
Suriye devleti içerisinde yaşanan iç çatışmaya muhalif güçlere silah ve barınma desteğinde bulunan Türkiye devleti, yaşanan süreçte savaşa dahil olduğunu açıkça belirtmiştir. Türkiye’nin bu tavrı karşısında Suriye Devleti şu ana kadar tepkisiz kalması ciddi bir sabır işi olsa da, bu durumdan rahatız olan iktidar savaşa olan doyumsuzluğunu çıkardıkları savaş “tezkeresi” ile ifade etti.
Suriye’nin topları neden Türkiye’ye düşüyor?
Geçtiğimiz günlerde Suriye ordusuna ait olduğu öne sürülen bir havan topunun Suriye sınırına yakın olan Urfa’nın Akçakale ilçesine düşmesi sonucu beş kişi yaşamını yitirmiş ve on kişide yaralanmıştı. Yaşanan bu olumsuz duruma karşı Türkiye devleti hiçbir özeleştiri yapmadan direk Suriye devletinin; Türkiye’ye karşı saldırıda bulunulduğunu üstü kapalı olarak kamuoyuna yansıttı. Yaşanan bu gelişmelerde toplum olarak kafalarımız allak, bullak olduğu için tam olarak kimin haklı, kimin haksız olduğuna karar veremez isek de, bu durumdan tamamen İktidarın sorumlu olduğu ortadadır.
Türkiye sınırları içerisinde barınan ve Türkiye sınırlarının sıfır noktasında Suriye Devletine karşı mevzilenip sürekli saldırıda bulunan Özgür Suriye ordusunu iktidarın beslediğini basından çıkan haberlerle tanık olduk. İktidarın beslediği muhalifler haliyle Suriye devleti ile çatışma içerisindedir. “özgür Suriye ordusu” olarak bilinen muhaliflerin saldırılarına karşı haliyle Suriye devlet ordusunun “topçu bataryaları” karşılık vermektedir. Yaşanan bu durum karşında, Suriye topçusu, Türkiye sınırının dibindeki bölgede mevzilenmiş muhalifleri vurmak için ateş açıyor. İki bomba belli ki, hedef gözeterek değil, yanlışlıkla Türkiye tarafına düşüyor ve beş insan ölüyor.
Yaşanan bu durum karşısında Kahraman Türk AKP’si ve uzantısı olan kahraman MHP’si TBMM toplayarak Suriye’ye karşı savaş ,“tezkeresi” çıkarıyorlar. Tezkereyi onaylamayan BDP ve CHP’yi ise ihanetle suçluyorlar. Nasıl olsa savaşın bedelini kendileri ödemiyor gariban halk ödüyor, cebinden çıkanı yok ailesinden gideni yok, iş düğmeye basmakla bitiyor.
Kolları sıvayıp meclis kürsünden yüzlerindeki ifadeleri ile “Allah, Allah” diyerek savaş tearuzuna geçen askerler gibi ağızlarında “salyaları” akıtıp onlar gibi Allaha inanan Suriye’nin sorunlarının çözümüne yardım etmek yerine, savaş nutuklarını atan AKP ve uzantısı olan MHP’ye şunu hatırlatmak isterim; Gazze’ye yardım götürdükleri sırada İsrail ordusun vahşice saldırdığı Mavi Marmara gemsini hatırladınız mı?
Orada öldürülen onlarca insan yanlışlıkla açılan ateş sonucu öldürülmedi. Türkiye bayrağı taşıyan gemi uluslar arası sularda durdurulmuş İsrail ordusu tarafından işkâl edilmiş ve onlarca Türkiyeli barbarca öldürülmüştü. Üstelik Mavi Marmara gemisi İsrail’in sınırlarına bile yaklaşmamışken İsrail ordusu Türk gemisini işkâl edip içerisindeki insanları öldürerek Türkiye’ye meydan okudu.
Kazayla Türkiye sınırları içerisine düşen iki top için Suriye mevzilerini topa tutan ve TBMM toplayarak savaş “tezkeresi” çıkaran, AKP ve onun uzantısı MHP, Suriye’ye karşı gösterdikleri tavrı neden İsrail’e karşı sergilemedi?
Üstelik İsrail, Mavi Marmara gemisinde bulunan insanları kazayla değil bilerek ve kasıtlı öldürmüştü. Türk gemisini basan ve içindeki onlarca insanı kasıtla, bilerek öldüren İsrail’e karşı neden “savaş tezkeresi” çıkarmadı? Kazayla bomba düştü diye Suriye’nin askeri mevzilerini topa tutma emri veren AKP hükümeti, neden Türk gemisini basan ve onlarca Türkiyeli insanı vahşi bir saldırıyla bilerek ve isteyerek öldüren İsrail’in askeri mevzilerini ya da savaş gemilerini bombalama emri vermedi? İsteyerek ve bilmeyerek yaptığı yanlışlık için Suriye’yi topa tutan AKP, bilerek ve isteyerek Türk gemisine saldırıp içindekileri öldüren İsrail’in karşında çıtı bile çıkmadı.
. Türkiye’nin Suriye’ye karşı yürüteceği savaşta, kardeş katili olmaktan başka bir çıkarı olmayacağı gibi, gelecekte yaptığı hataların hesabını yaparak “Keşke yapmasaydık” tartışmaların yaratılmaması için savaşa (dâhil) olmaması en büyük çıkarı olur.Bir söz vardır “Barışta ter dökmeyen savaşta kan döker” Türkiye yıllardır çözümsüz Kürt sorunu politikalarından dolayı akan kanları durdurmadan Suriye’ye müdahale ederek daha çok kan dökmeyi göze almamalıdır.Suriye’deki iç savaşta barışın sağlanması için çaba göstermelidir, diye düşürüm.