Her şer sandığımız olay; bir çok hayıra, her hayır saydığımız şey; bir çok şeri içinde taşır. Diyalektiğin kanunudur bu.
Solcuların unutmaması gereken şey seçim yalnız sandıkta; belki de hiç, kazanılmaz. Usul, biçim, öz olarak solcu değilse, kazanmış olsa bile, özünde sol kazanmamıştır. Önce temsil ettiğimizi iddia ettiğimiz kitlelere uğrunda mücadele edecek idealler kazandırmak, onun adına, onun yerine iş yapmak yerine, kendisi adına ve bizatihi kendisinin yürüyeceği ancak birlikte olunacak mücadele perspektifi sunulmalı. Ülke Uzun erimli emek isteyen, duyarlılık, sağlam öngörü isteyen, geniş kitleleri kucaklayan bir iştir. En önemlisi umudun cesaretin kaybedilmemesi gerekir.
Bu seçim bir şeyi çok iyi göstermiştir ki, biraz sola yatan ( ya da çağrıştıran dil kullanan) Muharrem İnce, Deniz Baykal’la sağa yatan, orada ısrarla kalan partisini, on puan farkla geçmiştir. Artı HDP oyları ile yüzde kırkbeş bandını zorlayan bir sol potansiyelli Türkiye’ye tanıklık etmekteyiz.
CHP, HDP’nin sol olan itibarı, özünde sol olduğu oldukça tartışmalıysa dahi, Türkiye halkları ( solcu adlarına) itibar etmiştir.
Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması, HDP’nin krimanilize edilmesi ile CHP’nin diktatörlüğe verdiği faşist destek, en azından AKP’nin adına psikolojik, moral, bilinç yanılmasıyla işini kolaylaştırmasını sağlamış. Daha geniş kesimler ile ittifak yaratan solcu politikanın handikapının olmasıda rakiplerinin elini güçlendirmiştir.
Altmış ve yetmiş yıllarında dünyada ve Türkiye’de sol ideallerinin halk kitlerine umut olması ile CHP sadece söylemde solcu olması gerekli itibarı göstermiştir. ve yüzde kırk beşlere varan oy potansiyeline ulaşmıştır. Şimdi geniş halk kitlerini kucaklayan ittifak politikası( adalet yürüyüşüyü dahil) sol nüanslar taşıması dahi kazanmasına yetmiştir.
CHP’nin sola doğru direksiyon bükmesi, HDP’nin bürokratizminden sıyrılması, sağ politikaya itibar eden halk kitleleri ile, sağcılaşarak değil, solcu olarak temas etmesi sola zaferler kazandıracaktır.
Solculuk adına sahnede yer alanların, ivedilikle; solculuğunu gözden geçirmeli, kendisi ile yüzleşmeli, solculuğun amasız, ikirciksiz; olmazsa olmazı birincisi emeğin, ki; parti örgütlerindeki yılları, üretimi, ödediği bedelinde bir yana bırakmadan, kutsallığı, insan (diğer canlıları da içine alan) hak ve özgürlüklerdir.
Bir kez daha sanık olacağız, olmadan da meclisteki milletvekili dağılımındaki sayılar hayatta karşılığı olmadığı sürece, solculuk kazanmayacaktır...
Necdet Aşiroğlu
26.06.2018