Erciş’te halk arasında iz bırakan şahsiyetleri siz değerli dostlarla paylaşmak için bu yazıyı kaleme aldım.

1- İDRÊSİ EVDİ (İDRİS FİDAN) – NAMIDEĞER İDRİS EFENDİ

İdris Fidan

Erciş’te modern Kürt siyasetine bir ilke imza atan adam.

Zilan katliamı sırasında sağ kurtulan çok az sayıdaki aileden birine mensup olan İdris Fidan, ailesiyle birlikte Pêrtak köyüne yerleşti. Ancak Kemalist rejim ve milis başları kana doymuyordu. Henüz altı yaşındayken babasını ve 17 akrabasını Newala Küstüya denilen yerde gözleri önünde katlettiler. Bu trajedi, İdris Efendi’nin hayatını şekillendiren en büyük kırılma noktalarından biri oldu.

Zilan direnişi sonrası Kürt halkına uygulanan zulüm ve baskı, Erciş’te adeta bir ölü toprağı serpiştirmişti. Halk suskun, korku içinde, devletin tekçi politikalarına boyun eğmek zorunda bırakılmıştı. Bu karanlık dönemde, İdris Efendi modern Kürt siyasetini başlatan bir lider olarak ön plana çıktı. Köy köy, mahalle mahalle dolaşarak Kürt halkına devletin asimilasyon politikalarını anlatıyor; Kürtlerin de bir halk olduğunu ve ulusal bilinçle kendi kimliklerine sahip çıkmaları gerektiğini cesurca ifade ediyordu.

Devlet, İdris Efendi’nin bu çalışmalarını fark etti ve onu defalarca gözaltına aldı. Her gözaltında ağır işkenceler gördü, ancak bu baskılar onu yıldırmadı. İdris Efendi her seferinde daha güçlü bir şekilde siyasi faaliyetlerine devam etti. Bu kararlılığı, Erciş halkının ona olan sevgisini ve saygısını her geçen gün artırdı. Halk, onun cesur duruşuna ve adanmışlığına büyük değer verdi.

İdris Efendi’nin siyasi mücadelesi, sadece yerel düzeyde değil, tüm Kürt coğrafyasında dikkat çekiyordu. Zilan ve Dersim katliamlarının ardından Kürt halkı ilk kez kendi siyasi kimliğiyle var olma mücadelesi veriyordu. İdris Efendi’nin liderliğinde, 1974 mahalli seçimlerinde Kürt kimliğiyle bağımsız il genel meclis üyesi seçilmesi, Kürt siyasi tarihinde bir dönüm noktasıydı. Bu başarı, sadece Erciş için değil, Kürt halkı için bir umut ışığı oldu.

Onun bu mücadelesi, gelecek nesillere Kürt kimliği ve direnişi adına ilham veren bir miras bıraktı.

2- ŞEBABÊ MÊSTO (ŞEBAB ZİREK) – NAMIDEĞER ŞEBAB AĞA

Şebap Zirek

Erciş’te milis başlarının zulmüne son veren adam.

Şebab Ağa, Zilan direnişine ilk başlarda katılmış, ancak bilinmeyen sebeplerle daha sonra ayrılmıştır. Buna rağmen devlet, onu önce cezaevine, ardından sürgüne göndermiştir. Sürgün sonrası Erciş ilçe merkezine yerleşen Şebab Ağa, burada milis başlarının Kürtlere uyguladığı zulmü yakından görmüştür.

Zilan direnişinin kırılmasının ardından ilçe merkezi tamamen milis başlarının kontrolüne geçmişti. Devlet desteğiyle hareket eden bu kişiler, Kürtlere fakirlik ve zulüm dayatıyordu. Şehir merkezinde Kürtçe konuşmak yasaklanmış, Kürtler horlanmış, malları ellerinden alınmıştı. Bu durum yaklaşık 30 yıl boyunca devam etti.

Bir gün, sürgünden dönen bir arkadaşını ve ailesini bir duvar dibinde perişan halde gören Şebab Ağa, artık sabrını kaybetmişti. Arkadaşının köyü bir milis başı tarafından zorla ele geçirilmişti. Şebab Ağa, milis başını ikna etmeye çalıştı, ancak dirençle karşılaşınca öfkesine hakim olamayarak taşıdığı kırbaçla onu darp etti ve köyü sahibine iade etmesi için 24 saat süre verdi. Sürenin sonunda köy asıl sahibine teslim edildi.

Bu cesur tavır, kısa sürede Erciş’te duyuldu. O dönemin kanaat önderleri Şebab Ağa’nın yanında saf tutarak onu destekledi. Şebab Ağa’nın liderliği ve diğer aşiretlerin dayanışmasıyla Erciş’teki milis zulmü sona erdi. Kürt halkı, şehir merkezinde rahat bir nefes aldı.

SONUÇ

Şebab Ağa’nın klasik aşiret dayanışmasıyla yaptığı cesur çıkış ve İdris Fidan’ın modern siyasi çalışmaları, Erciş’te milis başlarının zulmüne son verdi. Bu iki liderin mücadelesi, Kürt halkı için bir dönüm noktası oldu ve Erciş’in sosyo-politik tarihinde derin izler bıraktı.

Bu hikaye, Erciş halkının direniş ve cesaretinin simgesi olarak nesilden nesile anlatılmaya devam edecek.