Son yıllarda Türkiye’deki iç barış süreci, geçmişteki ittifakların ve stratejilerin günümüze nasıl ışık tuttuğunu bir kez daha gündeme getirdi. Devlet Bahçeli'nin öncülüğünde yapılan barış çağrıları ve Abdullah Öcalan’ın çözüm önerileri, bu sürecin önemli parçalarından biri haline geldi. Ancak, Kürt halkının tarihsel deneyimlerinden çıkarılacak dersler, bugün hangi stratejilerle barışa daha sağlıklı bir şekilde yaklaşılabilir? Bu yazıda, Kürt halkının tarih boyunca kurduğu ittifakları ve bu ittifakların günümüzdeki barış sürecine nasıl katkı sağlayabileceğini inceleyeceğiz.

1. Malazgirt Meydan Muharebesi ve Mervani Kürt Devleti

1071 yılında yaşanan Malazgirt Meydan Muharebesi, Selçuklu ve Bizans arasında gerçekleşmiş tarihi bir savaş olarak kayıtlara geçmiştir. Ancak, Kürt halkı açısından da büyük bir öneme sahiptir. Mervani Kürt Devleti, Abbâsî Halifeliği ile ittifak kurarak, topraklarını savunma gerekçesiyle bu savaşta Selçuklulara on bin askerle yardım etmiş ve Bizans ordusunun yenilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Ancak, içsel taht kavgaları ve bölünmeler nedeniyle Mervani Devleti zamanla zayıflamış ve Selçuklular tarafından sonlandırılmıştır.

Bu tarihsel olay, Kürt halkının ittifaklarındaki stratejik eksiklikleri ve içsel birliğin sağlanmasındaki zorlukları gözler önüne seriyor. Geçmişte kısa vadeli zaferler elde edilmiş olsa da uzun vadeli başarılar sağlanamamıştır. Bu durum, günümüzdeki barış sürecine dair bir uyarıdır; barış ve çözüm için daha birleşik ve sağlam bir strateji geliştirilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.

2. Çaldıran Zaferi ve Kürtlerin Ulusal Kimliği

1514’teki Çaldıran Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ile Safevi Devleti arasında mezhep savaşlarıyla şekillenen bir dönüm noktasıdır. Ancak bu zaferin Kürt halkı açısından özel bir anlamı vardır. Osmanlı’nın Safevi Devleti'ne karşı kazandığı zaferde, Kürtler Osmanlı’ya verdikleri stratejik destekle zaferin kazanılmasında kritik bir rol oynamıştır. Bu zaferde İdris-i Bitlis’in diplomatik liderliği büyük önem taşımaktadır. Bitlisli İdris, Kürtler ile Osmanlı arasında güçlü bir ittifak kurarak, Kürt kültürünün gelişmesine de katkı sağlamıştır. Bu ittifak, Kürt halkının hem kültürel hem de siyasi olarak daha güçlü bir konum elde etmesini sağlamıştır.

Çaldıran Zaferi, Kürt halkının ulusal bilincini pekiştiren ve 300 yıl sürecek bir parlak dönemin kapılarını aralayan bir olaydır. Bu tarihi ittifak, Kürtlerin, kültürlerinin ve kimliklerinin daha güçlü bir şekilde tanınmasının yolunu açmıştır.

3. 1877 Fransız İhtilali ve Kürtlerin Osmanlı Devleti ile Mücadelesi

Fransız İhtilali ile birlikte ortaya çıkan ulus devlet anlayışı, Osmanlı İmparatorluğu’nu derinden etkilemiş ve bu durum, Kürtler için de yeni bir mücadele alanı oluşturmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak kayıpları ve iç karışıklıkları devam ederken, Kürtler Osmanlı ile birlikte bu zorluklarla başa çıkmaya çalışmışlardır. Ancak, 1908’deki İttihat ve Terakki Hareketi, Osmanlı İmparatorluğu’nun ulus devlet modeline yönelmesiyle Kürtler için yeni bir dönemin başlangıcını işaret etmiştir.

İttihat ve Terakki Cemiyeti, tüm halkları tek bir ulusal kimlik etrafında birleştirmeyi amaçlamış ancak Kürtlerin kimlikleriyle bu hareket uyuşmamıştır. Bu sebeple Kürtler, İttihat ve Terakki Hareketi'ne karşı çıkarak, kendi ulusal kimliklerini savunma yoluna gitmişlerdir. Bu dönem, Kürt halkı için bağımsızlık mücadelesinin kapılarını aralamış ve yeni bir ulusal kimlik oluşturma çabalarının temelini atmıştır.


Sonuç ve Gelecek Bölüm için Beklentiler

Bu yazının ilk bölümünde, Kürt halkının tarihsel ittifaklarının nasıl şekillendiğine ve bu ittifakların günümüzdeki barış sürecine nasıl katkı sağlayabileceğine dair bir bakış sunduk. Geçmişte kurulan ittifaklar, kısa vadeli zaferler getirse de, uzun vadede sürdürülebilir başarılar elde edilmemiştir. İçsel bölünmeler ve strateji eksiklikleri, bu ittifakların kalıcı olmasının önünde engel olmuştur. Ancak bugün, Kürt halkı bu tarihi deneyimlerden çıkarılacak derslerle daha birleşik ve stratejik bir yaklaşım sergilemektedir.

Geçmişin deneyimleri, bugünkü barış sürecinin şekillendirilmesinde önemli bir rehber olabilir. Tarihteki ittifaklarda yaşanan zorlukları ve başarıları dikkate alarak, daha sağlam ve sürdürülebilir bir barış stratejisi oluşturulabilir. Bu süreçte, hem Kürt hem de Türk halklarının ortak değerler etrafında birleşerek uzun vadeli bir barışa ulaşabileceğine inanıyorum.

Gelecek Hafta: 1918-1923 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecindeki Kürt-Türk ittifaklarını ele alacağız. Bu dönemde, özellikle Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in temellerinin atılmasında Kürt ve Türkler arasında kurulan ittifakların etkisi üzerine derinlemesine bir analiz yapacak, bu ittifakların günümüz barış sürecine nasıl bir katkı sağladığını tartışacağız.