Sistemin uyduruk takvimlerinde uyuması gereken ama uyumayan bir adamın olmayan radyosundan şu sözler yankılanıyordu:
''Önce seni görmezden gelirler, sonra sana gülerler, sonra seninle kavga ederler, sonunda sen kazanırsın.''
Adam meraklandı, kimdi bunu diyen, radyodaki ses adamın içini duymuştu. 'Gandi ben, geç ismimi, bir an önce fikrimin derinliğine inmeye başla, derinlerin bir yerinde seni kucaklamak için bekliyor olacağım. Boyut üstü yaşayan bir Hindistanlı olan ben, İstanbul'da yaşayan Ercişli seni bekliyorum...'
Gandi...
Gandi, kudurgan dişlerin önündeki kocaman sessiz insan , kas fışkıran güçlerin karşısındaki çelimsiz ama büyük cesaret...
Gandi, küçük bedeninde dev güçler yaşatan yüce insan, ülkesinin sahillerinde ölüme oruç duran ortağım...
Haklıydı, ada takılmaktan ziyade fikrin derinliğine inip sevgiye kavuşmak için çabalamalıydım, İstanbul gök gürültülü yağmur dolu bir bir çatışma altındayken, bütün ajanslar yalan söylerken, hayatın kaç tane özel yeri varsa dolandırıcılar tarafından istila yemişken; Gandhi beni anlıyor ve bekliyordu... Ve ben konuşmaya başladım:
''Kimseye zarar vermeyin dostlar.
Şayet size zarar vermek için gelenler var ise de... Evet o zaman da yapacak bir şey yok...
Kötülük bekçileri, beş para etmez bahaneler dillerinde ve de ellerinde ölümle geldiklerinde, planlarını onlara karşı uygulamaz iseniz, torunlarınıza duymaktan onur duyacakları bir dün bırakmayacağınızı unutmayın. Mesele çok 'hayat sürmek' değil, mesele onurlu 'yaşamaktır.' Ya torunlarınız doğmasın, ya da onurlu bir dün duysunlar; mesele bu kadar açıktır.
İstanbul'da gök gürültülü bir yağmur yağıyor, bütün yeşil yapraklar tek tek düşerken, kapıma itler işemiş...
Sevimli çocukluğumuzun bir yerinde militan olup siper alıyorsak, bu durum içimizdeki sevgiyi koruyan saygı durumudur. '' diyor, İstanbul'un 2013 Haziran'ına bir not da ben olup düşüyorum...
Tohum toprağa düşmüşse şayet kürekler bırakılabilir, kalemimi cebime koyup yarınımı kinden bozulmuş havaya karşı suluyorum. Biliyorum ki yarınımın öz ve öz annesi benim, ne kadar da yorgun olursam olayım karşımızda kinden kararmış sunni bir mevsim var ve öz savunmamızın bireysel sorumluluğunda yarınımı sulamak için ayrılmaya çekiliyorum.
Yarınımıza kimselerin üvey annelik yapmasına izin vermemeliyiz, kötülük bekçilerine karşı kendimizi korumalıyız. Her dünümüz göreceğimiz yarınımızın annesi ve her yarın da yaşadığımız anın yavrusu olacaktır. Onurlu Yarınlara...
-
-