Tarih 22 Nisan 2013... Rahimler Yarınsız... Çocuklar Bayramsız ve Ali Haydar İşsiz... Ermeni Ağıdı Tutan Çocuklar bir kez daha yoksul bırakıldı...
Tarih 24 Nisan 1915... Haydarpaşa'dan bir tren kalktı.
O kalkan trenle başlayan kırım; 23 Nisan 1920 'de 'çal komutu' verilen çocukların masum trampetleriyle bastırıldı.
Hadi gelin dostlarım, gelin ve masallara gidelim, orada toprak var, var olanla yüzleşelim.
Ve toprak gerçeğin sandığıdır. Bütün gelinlerin ise çeyizleri kanlıdır...
Yeter birbirimizi bıçaklayıp durduğumuz!
Kocattığımız kudurgan benliklerin ölüm günü daha gelmedi mi..
Hepimiz sahibi yaş'ı asırız ve eli kanlı biraz katiliz.
Tövbe günü daha gelmedi mi...
Gelin ve o şifresi dost sandığı aralayalım,
aralayıp da aynalarımızı bulalım.
Bıçaklanacaksa birileri, buyurun o zaman: ''kendimizden başlayalım...''
Benden başlayalım..
Hiçbir marşın hiçbir ağıdı ilelebet susturmaya gücü yetmez.
''Çocuk Tüccarı Adamlar'' ve de ''Pembe Kalpli Kadınlar'' bu bayramla yine şehvete gelmişler...
Şunu belirtmez isem yarının bende gözü kalır: ''Aşklar mastürbasyona sığdırılamaz.''
Aşk sığıntılığa gelemeyecek kadar asidir...
Aşklar kaçaksa, o zaman buyurun: '' sömürgeci kendimizi bıçaklayalım...''
Burada bunları söylerken, sonradan çerçevelediğimiz ve birazını da haybeden uydurduğumuz ideolojilerim yok.. yook.. yoookk..
Ebeveynlerimin kromozom sıralamasından çıkan tesadüfü sonuç; evet efendim erkeklik de yapmıyorum burada.
Ya da aranızda doğdum diye Müslüman da değilim.
Kürt de yok burada.
burada kimliklerine saldıran biri var.
Kendi tabularıma bu kadar saldırıp da bitap düşmüşken ben, sizin tabularınıza tapamam...
Aşkın öldürdüğü bir geçmiş zaman kadınından medet ummadığım gibi, ortağınız da değilim!
Herkes işe başlasın ve şu yazılsın:
''Kim hangi topraktan ekmek yiyor ve de hangi dağdan su içiyorsa, o ekmeğin ve suyun hikayesinin peşine versin.''
Baylar ve Bayanlar; idelojitikler, fanatikler, holiganlar, o'cular bu'cular....
Hepinize soruyorum, ben bir Vanlı'yım ve Van'daki yerleşim eski isimlerinin yaklaşık tamamına yakını Ermenice...
Bir tek Van'da mı durum böyle?
Hayır efendim, Anadolu'nun daha nice yerinde budur durum, ama bir sorun var burada:
''Yurtlar-yerler var ama...
yerliler-yurttaşlar nerede?
Yerlilerin yerlerine kimimiz resmi damgalarla TÜRKiye dedik, kimimiz ütopik yaşamımızda KÜRDistan dedik...
Ermeniler nerede Kürt Ağam? Ermeniler Nerede Türk Beyim? Nerede bu yurdun yurttaşları?''
Yurtlar yurttaşsız, yurttaşlar sürgün kalmasınlar artık,
neredeyse bir asır oldu; özür dileyip kucaklaşmayacak mıyız?
Trampet ve siren sesleri üstüme üstüme geliyor.
İstanbul bugün sirenin acelesi ve de trampetin provasına boğulmuş...
Ezanlar birbirine karışmış...
Ezber sol ağızları duydukça, korkarım garibim papağanlara da ön yargım oluşacak...
Ve ben nerede bir yurt görsem, yurttaşını arıyorum...
Durum bu ve ben, bugün dünden daha yalnızım...
Ali Haydar işsiz, kent canavar...
Daha da yalnızlaşacağım yolumda, ayak üstü İstanbul'a bir not daha düşürdüm.
Katlim düşürdüğüm notlardan sebeplenir ve ben bir tarih tutanım...
İstanbul; sana vahiy indirmiyorum, seni enkazlarımda dolaştırıyorum!
Seviyorum Seni!
Sevmiyorum Seni!
Peki ya senin yerlilerin nerede? diyorum... ve susuyorum...
Tarih: Bugün Ali Haydar işten çıkarıldı, yarın 23 Nisan Çocuk Bayramı, sonraki gün; kardeşliğin ayrıldığı gün... Ali Haydar'a iş, çocuklara bayram, kardeşliğe birlik diliyorum.