Ankara’ nın sosyete pazarında kullanılan dille elit kesimin gözde yerlerinde kıyafet satan esnafın kullandığı dilin etkisi aşağı yukarı aynıdır. İkisi de satıcıdır. Sadece dil farklılığı vardır. Birisi daha nazik bir dil kullanır, diğeri avam dilini tercih eder. Sonuçta ikisi de satar. Kendi tercihim incelikten yanayım.
İletişim kazaları bazen fiziksel şiddete dönüşebilmektedir. Sonuç odaklı giderseniz kaza yapmadan sağ salim yol alabilirsiniz.
Kendi tarafımızdan olayları ve olguları yöneten durumunda bulunduğumuzda iyilik de dağıtabiliriz, baskı da uygulayabiliriz. Ne kadar insana hükmediyorum! düşüncesindeki bir Kral ile ne kadar insana iyilikle muamelede bulunabiliyorum diyen Kral arasında bir farklılık vardır. Tabi Kral bizi çok seviyor diyen kunduracı misali bizler ile Kral bize iyi davranmıyor diyen bizler arasında da farklılıklar vardır.
Siz iletişimde nereli iseniz size oralıya yapılan muamele yapılıyor. Bu konuyu özetleyecek olursak Alman asıllı şair ve tiyatro yazarı Bertolt Brecht’ in “Tahterevalli” adlı şiirini okumanızı tavsiye ediyorum.
Geçen hafta sonu Erciş’ li inşaat işçileri ile 1-2 günlük sohbetimiz olmuştu. Köy evimizin dış cephe sıvasını ve boyasını yaptılar. Sinan ve Nazım isimli iki inşaat işçisi ile kurduğum iletişimde herhangi bir iletişim kazası yaşamadık. Etkin olan kişi konumundaki bizlerin kullandığı dil misafir konumundaki işçileri memnun ettiğini düşünüyorum. Çünkü iletişimde nereli iseniz oradan başlıyorsunuz. Ki ben de misafir olarak gittiğim Doğu bölgelerinde aynı dille muamele görmüştüm. Siz iletişimde baskın olmak için yola çıkarsanız aynı ile karşılık görürsünüz.
İletişimde yüze başka, arkadan başka olursanız başkalaşırsınız, kendiniz olamazsınız. İçinizdeki duygu ve düşünceyi yüze konuşmak ya da küçük bir mektupla da olsa ifade etmek sizi kendiniz yapmaya yeter.
“Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı
Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz”
(Yunus Emre)