10. Köyün Solcuları-2
                 (Chavez ve Türkiye'de Sol Çözümlemeler) 




  
Bakın ben Chavez olsam, yani Ahmadinejadcı diye saldırılan Latin Amerikalı olsam, Türkçe bilsem ve hala 15 yaşının getirdiği ergenlik dönemi sendromlarını yaşayan, başta Türkiye Sol Grupları olmak üzere dünyaya, bedenim öldükten sonra da seslenmenin bir yolunu arardım herhalde. Zira insan, bedeninin finaliyle son bulmaz, insan düşünceden ve hislerden ibaret olamaz mı? Beden dediğimiz kıyafet, hislerimizin ve de düşüncelerimizin zindanı ya da kalıbı olabilir mi? Belki de Chavez benim şahsımda, bedeninin finalinden sonra, başka bir boyuttan seslenmeye devam ediyordur, bilemeyeceğim, zira sırrı çözebilecek kadar yol almadım; aldığım yol az, ben yorgunum...


Biraz bekleteceğim sizi, bir daha tekrar edip de tekrarımının sebebi üzerinde az biraz durduktan sonra, evet daha sonra sözü Chavez’e bırakacağım. Türkiye Solu ezici bir çoğunluğuyla hala kronikleşmiş ergenlik çağlarındalar ve onlar, kar uykularında can çekişirlerken, dışarıda korkunç şeyler oluyor… Birilerinin onları tokatlayarak, kemerleyerek uyandırması lazım; kendi içlerinden uyandırılamayacak kadar acizdirler.


Zaman, düşman kapitalizmin bağırtıları arasında korkunç bir şekilde ilerliyor. Mesela geçenlerde bir büyüğüm şöyle demişti:
‘Bu 1900’lü zaman, özellikle de son elli yılı… Daha öncesinde zaman çok ağır ilerliyordu, ama şimdilerde öyle mi? Eskiden 200 yıl içinde bile olması zor olan bir değişim, evet o değişim şimdilerde çok kolaylıkla 2 gün içinde olabiliyor!
Senarist bir hocam da ‘kervansaraylar gibi tarihi yer  çekimlerinden…’ açılan konuşmasının bir yerinde şunu söylemişti: ‘Eskiden birkaç asır boyunca bir yerin mimarisinde abartılı bir değişiklik olmazdı, ama ya şimdi?’
 

Delirmiş zaman… Zamanı bizler delirttik!
Kapitalizm denilen insan icadı illet, ömrümüzü köleleştirmiş;
Akıl ürettikçe: İnsan; aklının ürettiklerinin, yani aklının kölesi oluyor,
İnsan, aklının kölesi oluyor, daha çok oluyor, oldukça  oluyor.
Çok  çalışmasını çok arzuladığımız aklımızın çok’luğu kadar putlarımız var…
Düşman zamana binmiş dostum,
Zaman; delirtilmiş, zaman düşmanlaştırılmış…


Farkında olalım ya da olmayalım, en uzak boyutumuza kadar ulaşmaya çalışıyor düşman, düşman bizi de tamamen kendisileştirmeye geliyor. Feodal çağ can çekişiyor; zaman, kapitalizmin çağıdır!
Feodal çağda ne olurdu? Direk bir şekilde, zorbalık uygulanarak bir şeyler alınırdı, peki ya kapitalizm nasıl alır? Kapitalizm çaktırmadan çalar! Evet, çaktırmadan rüyalarımızın rüyalarına bile girmeye geliyorlar, esir insanlar putlaştıkça putlaştırıyorlar, buna karşı biz ne yapıyoruz, şartlarımız nelerdir, neyin ne kadar farkındayız…
Zaman delirmişken, bizim bedenen olmasa da yine de hala 15’lik efendiler; gelişimlerini, özellikle de 68-70 yılında dondurmuşlar, büyümüyorlar!
Şimdi susup sözü Chavez’ bırakıyorum:


 

''Arkadaşlar; Dostlar ve Düşmanlar!
Ben, İran'ın şahsında çarşaf zihniyeti savunmuyorum, sadece bir İran dönüşümün ABD eliyle yapılmaması gerektiğine dikkat çekiyorum; böyle bir durum:

'Kara çarşafın üzerine kan  çarşaf geçirilmesi' gibi olmaz mı?
Yani İran'ın şimdiki durumu malumunuz işte, peki o zaman daha beterini yaşamaz mı İran?
Evet yaşar...
Bu yüzden Abd'nin İran'a dokunmasına gücüm kadar engel oluyorum, dediğim gibi gücüm kadar; temsil ettiğim güç kadar...
İnsanlar beni yanlış anlıyorlar, olaylara oldukça marjinal yaklaşıyorlar, ama iyi niyetli insanların bana tepki göstermesine de anlam veriyorum, evet bana tepkili olan insanlar arasında iyi niyetli olanları da var... Ancak onlar da 2. aşamayı görmüyorlar. Yetersizler…


1. Aşamada
ABD’nin İran'a dokunmasına engel oluyoruz; böylelikle kara çarşafın üstüne bir de kan çarşaf geçirilmesine engel olmaktan yana ciddi tavır geliştiriyoruz. Düşünsenize hele, sizce İran devrimini Ahmedinejad'lı bir İran’la mı daha rahat yapabiliriz; yoksa Abd'nin dar ağacına yatırdığı bir İran'la mı? Kanlı kara çarşaf mı istersiniz; yoksa sadece kara çarşaf mı; İran Halkı için Abd’nin ileri demokrasisi mi daha iyi olur; yoksa kötünün iyisi olan şimdiki rejim mi? Şüphesiz ikisi de kötüdür, ama hangisi daha kötüdür…


Düşünsenize hele, kara çarşafı çıkarmaktan söz edenler kara çarşafı çıkarmayacakları gibi, üstüne bir de kandan çarşaf giydirecekler;
Abd’nin  şahsnını ele geçirmiş kudurmuş akıl;
                                                            karaya kan bindirir!


Evet ben Chavez olarak 2. Aşamada şöyle diyorum; kara çarşafın çıkarılmasını; bizim gücümüzle çıkarılmasını yani...
Ben kara çarşaf üzerine kan çarşaf geçirilmesin diye uğraşırken, her ne kadar beni kara çarşafçı bir adam olarak gösterseler de aslında durum oldukça farklıdır. Ben bir şeylere; kişisel ya da olaysal değil, bilimsel yaklaşıyorum; bilim aşamalıdır; öyle ‘höt’ diye işler olmuyor işler,  olaylar tamamen sosyolojiktir, ortada sade siyah, ya da sade beyaz aramak ahmaklıktır…


Ve ben devrimciyim; ama hangi devrimciyim? Ortalıkta devrimden bahseden 10 tane köy var, ben 10. köyün devrimcisiyim... Zira 9 tanesinden kovulmadım, asıl ben dokuz  tanesini kovdum... Bu yüzden Türkiye Sol Harekatlar halayı gibi birçok dünya solcusu tarafından anlaşılamadım; çünkü ne yazık ki sol örgütler çoğunlukla ergenlik dönemlerini aşamadılar; olaylara olgunca değil de hala 15 ‘lik sendromlarıyla yaklaşıyorlar.''
 

Venezüella Devlet Başkanı ve yoksul, emekçi Venezüella halkının temsilcisi Yoldaş  Chavez hepinizi kucak dolusu selamlıyor.