-'Neredeyim Ben?!' Diye Bağırdı Lal Adam ve Başladı Şiir-
 






İnsan, asıl zamanı kaybeder sevgilim;
                                          zamanım nerede, ben nerdeyim…



Zamanım bir beride…
                 Ben bilmem hangi ötedeyim…
                                Ve seni görürüm sonra; yurdum olursun sen, yerimi bulurum!
 





....

Putlarımı yıkmaktan geldiğim, putlarımı yıkmaya gittiğim bir yerdeyim!
Bir yerlerden bu yere rolümü oynamaya geldim
Bana  yazılmışı değil,
ta buralara kadar özümü bulmaya geldim
 


Yakın bütün kimliklerinizi zamanın insanları!
Yakın bütün kimliklerinizi, soyunun zamandan…
Vakitlerden bir semahtır;
oldukça olduğuma dönmeye geldim…


 
Yağmur yağıyor...
Yağmur yağıyor ve İstanbul çamur içinde!
Ercişli, hala karla kaplı enkaz bir yüreğim var.
Adamların saçları bozuluyor...
Kadınların teni makyaj akıyor...
Ben ise bütün enkazlarımda aranmıyorum, aranıyorum!
Yağmur yağıyor ve ben, çölken ne isem hala O’yum!



Bir şey için aziz olan, olmadığıdır
Aslında o aziz olan, olduğundan olandır
Ve sen olmadığım…
Ve sen olduğumdan olansın
Filozofların şad ruhu sanki şu yağmur,
bak hala yağıyor, yağıyor…
Saçlarını örtme sevgili azizem,
Güzelim saçların yağmurlansın,
yağmur saçlarınlaşsın...


 
Ve bilgelik hikayelerim olsun istiyorum
Kahvehanede kibrit koklayan adam da,
başka herkes de…
Evet sevgilim, kim ne yapıyorsa yok olmak korkusuyla yaşıyor!
Sadece  bir fark var:


Bazısı var olmak cesaretiyle korkuyu yaşıyor...
 


Bedenlik yaşantımızla var olduğumuz kadar bedensizken de hep varız
Ve ben,
senin kara sevgilin...
Zamanın sihrini bozmaya çıktım bu gece
İstanbul çamur olmuş ve ben seni arıyorum;
bulursam seni saçlarından öpeceğim
Aslında saçlarını öpmem de bahane;
Ben seni yaşayabildiğim kadar ölmeyeceğim…
Vakitlerden bir semah vakti... ve ben seni seviyorum
 
 
                                                                       



Ne Kadar Şiir Olduğunu Bilmediğim Bu Sancımı Aşka Adıyorum, Aşk Olsun...
20.03.2013/İSTANBUL

Resim: Feqiyê Teyran...