Peder ve validemin yıllar önce birlikte çektirmiş oldukları siyah-beyaz fotoğrafların içinde buldum bir an kendimi. Muhtemelen nişanlılık döneminde, 1975’ lerde çekilmiş fotoğraflardı. Uzun saçlar ve favoriler, İspanyol paça pantolon içinde asil bir duruş sergilemiş olduklarını fark ettim. Siyah ve beyaz tutkusu daha o yıllarda içime yerleşmiş görünüyor.
Beğenme, sosyoloji ve psikoloji ile zamanla değişen bir olgudur. Yaşa ve kültüre göre kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı giysiler ve renler kişiyi bulunduğu toplumun dışına iterek “ezik” olarak ifade edilmesine neden olur. Giyside, cekette ve gömlekte her ayrıntının farklı bir dili vardır. Renkler ve desenler duygularınız ve düşünceleriniz olmuştur. Etrafınıza bir enerji gönderir. Öncelikle sizin kim olduğunuzu tanımlar. Profil fotoğrafınızdaki duruşunuz da karşı tarafta olumlu ya da olumsuz bir algı oluşmasına neden olur.
Kişisel imaj ve moda danışmanı Ahmet C. Budak’ ın bir dergiye vermiş olduğu röportajında “Herkes blazer ceket giyiyor, herkes gri pantolon giyiyor, herkes taba renk ayakkabı giyiyor. Herkes blazer ceket giyiyorsa ve herkes metal düğmeliyse benim yapacağım ilk şey şudur, metalleri çıkartır beyaz düğme takarım. Beyaz düğmeli ceket mi gördüm o zaman ceketin yakasındaki çizgilerde ya da kol düğmelerindeki iliklerdeki oynamaları değiştiririm. Yine mi değişiklik oldu mendil takarım. Biraz farklı olun herkes gibi olmayın.” şeklinde bir açıklamada bulunuyor.
Evet, günümüzde giyim ve kuşamlar kendi önceliklerimizden ziyade toplum üzerinde algı oluşturan kişilerce dizayn edilmektedir. Kendi başımıza beceremediğimiz kompozisyonu yönlendirme ve etki altında bırakılarak hayatımıza alıyoruz.
Toplumu yönetmek için öne çıkan adayların profil fotoğraflarını çok inceledim. Yapacağı işin niteliği kendi enerjisinin ve ezikliğinin ne kadar üzerinde diye. Kişi yapacağı işin üzerinde bir elektrik enerjisini etrafına yayabilir. Onun içindir ki bu işlere aday kişiler fotoğraflarında sürekli bir duruş ve renk değişikliğine giderler. Kişi ne olduğunu ve kapasitesinin neyi başarabileceğini üzerinde göstermek ister. Şehirlerin ve köylerin güzelliği kişinin profilinde saklıdır. İnsanın neler yapacağını anlatmasına gerek yoktur, neyi yapacak estetik güce sahip olduğu yüzünden okunur.
Kozmetik sanayi her geçen gün kendini yenilemeye devam ediyor. İnsanı bakımlı ve güzel görünüme kavuşturmak, etrafa hoş koku yaymak için hizmet veriyor. Bizler çağın gerekliliklerine uzak durduğumuz sürece kişisel bir imaj oluşturamıyoruz. O da insanın içinde var olduğunu düşündüğüm estetikle oluyor. Hayatta neyi amaçlıyorsanız onun kokusunu ve rengini taşıyorsunuz. Elbise ile kişiliğin bütünleşmediği fotoğrafları inceleyin. Elbisenin kişinin bedeninden ziyade ruhuna oturmadığını göreceksiniz. Çuval giysek yakışacak bir insan olabilir miyiz? Bilmeliyiz ki insana yakışan elbise içimizdeki duygularımızdır; güzellik, estetik, medeniyet, şefkatli olmak… İç ve dış profilimiz bir bütün olduğunda çuval giysek yakışır ve imajımız, karizmamız yükselir. Bizim ne yapacağımızı anlatmamıza gerek kalmaz, kendimizden bahsetmeyiz; çünkü sizden bahsedecek olan birileri hep olacaktır. Saygılarımla.