“Sistemli bir çalışma ile
Prensiplere sadık kalınarak
Otoriteyi elden bırakmadan
Rekor kırabilme ideali”
olarak tanımlamıştı Spor’u ortaokul öğretmenim Sevilay Hanım. Sporun akrostiş dörtlük içinde yapılan tanımı hafızamda yer etmişti. Sporla ilgili tanım istendiğinde şiir gibi olan bu tanımı yapıyordum. Aldığımız beden eğitimi ve beden terbiyesi dersini “beden” olarak ifade etmek yasağa yakın yakışıksız sayılırdı. Çünkü “beden” tek başına vücudu nitelediği için terbiye ya da eğitim sözcüğü ile yan yana gelince anlam kazanıyordu. “Beden eğitimi” dersi diye telaffuz etmemiz istenirdi.
Müfredat olarak aldığımız ilk beden terbiyesi hareketleri rahat!, hazır ol!, sağa-sola-geriye dön!, yerinde say! ve kıt’a dur! şeklindeki hareketler olmuştu.
Birleşmiş Milletlere bağlı olan ve toplum sağlığıyla ilgili uluslararası çalışmalar yapan Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığı "sadece hastalıklardan ve mikroplardan korunma değil, bir bütün olarak fiziki, ruhi ve sosyal açıdan iyi olma hali" olarak açıklar.
Yapılan tanımdan anlaşıldığı üzere fiziki açıdan da iyi olma halinde bulunmamızın gerektiği belirtilmiştir. Hiçbir şey yapamasak da sabahları ya da hafta sonu sevdiğimiz bir takımın formasını yahut eşofmanını giyip bir, iki saatlik yürüyüşe çıkmak bu yöndeki ihtiyacımızı gidermeye yetebilir.
Algıda seçicilik oluşturmak için birçok kurum iyi niyetli çalışmalar yapıyor. Bireyde kalıcı davranışlar anne-çocuk, baba-çocuk, anne-baba-çocuk (lar) olarak yapılan bütünsel eylemlerle yerleştiriliyor. Taklit, özdeşim kurma ve model alma ilk ailede başladığı için birlikte yapılan spor faaliyetlerinin önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü hayatı özgürce kullanmanın mutluluğu vardır sporda. Örneğin bir yürüyüşün birincisi olmak yoktur hayatta. Bir futbol, basketbol değildir yürüyüş. Kazanma, kazanamama kaygısı taşımaz içinde. Kuralları, kaideleri olmayan, zamanı sınırlı olmayan bireysel bir spordur yürüyüş. Bütün sporların üzerinde olduğunu düşünüyorum.
İş yaşamında doğru kararlar almak için, en yüksek seviyede farkındalığa, sezgisel zekaya erişmek ve yaratıcı çözümler bulmak için genelde yürürken düşünürüm. Sabahleyin erken saatte yapacağınız bir saatlik yürüyüş içinde aldığınız karar koltuk ve sandalyede alınmış karardan daha sağlıklıdır. Çünkü vücudunuzun her organı çalışmaktadır yürüyüşte. Aklın en fazla çalıştığı saatler sabah saatidir. Kimisi kilo vermek için yürür, kimisi başka bir rahatsızlığı için yürür. Bence en önemlisi düşünmek ve konuşmak için yapılabilecek en düzgün spor yürüyüştür. Hareketli yaşamda bereket vardır elbet… Saygılarımla. 10.11.2014-Saat: 02.28 (Gece)