Hepimizin bir köyü veya bir şehri, bir memleketi vardır, sürekli gitmesek de. Atalarımızın yerleşik hayat düzeni kurduğu bu topraklar üzerinde neşet ettik birlikte ve özgürce. Mistik bir koku sarar etrafımızı, anılar canlanır gözümüzde. Ağaç, dere, kaya ve toprak değildir bize hitap edenler sadece. Yaşanmışlık vardır gerilerde, geçmişimizde.  Her yerde bir manzara, her yerde bir doğa vardır elbette. Bize hitap etmeyen bir yerde yaşasak da kokusu vardır memleketin tenimizde. Ayrılık, gayrılık yoktur şükür içimizde. Birleştirici, bütünleştirici olmak yakışır hepimize.

"35 yaş şairi" olarak bilinen Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket İsterim” şiirinde yer bulan;

Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

 

Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

 

Şairin de ifade ettiği gibi memleketlerimizin güzelliğinden önce içinde yaşanabilir olması önemlidir. Su olmuş, toprak olmuş, yeşil olmuş, doğa olmuş neye yarar. İçinde sevgiyi arayan ve yayan bir ağaç olamadıktan sonra. Bir ıhlamur ağacının verdiği kokuyu yayamadıktan sonra. Bahtsız oluruz her tarafta, koca koca ormanlarda. 

 

Anadolu’ nun güzelliği ve iklimi, coğrafi yapısı içimize yerleşmiştir. Düşüncelerimiz ve duygularımız memleketimizin yansımasıdır. Sıcaklık ve soğukluğumuz, misafirperverliğimiz, cana yakınlığımız, merhametimiz ve şefkatimiz kısacası her şeyimiz memleketimizdir.

 

İnsanın memleketi ile övünç duymasının nedenini bilmiyorum. Belki kendini övünç duyulacak biri yapacak olduğunu, onu bir adım öne geçirecek olduğunu düşünmesidir. Memleketimle övünç duyulacak güzel paylaşımlarım olduğu içindir, içimdeki memleket sevgim.  Yüce sanatkarın Yeşil Yenice isimli tuvalinde meşe de, ardıç ta, kayın da, gürgen de el ele, birlikte. Ihlamur kokulu, çam kokulu çocuklar yayılacak bir gün memleketimin her bir köşesine.